Nilüfer Akbal & Mikaîl Aslan & Cemil Qoçgirî - Arıx - Türkçe Altyazılı

#NiluferAkbal & #MikailAslan & #CemilQocgiri - #Arıx - #Arık Yıl 1939, 26 Aralık gününü 27 Aralık’a bağlayan gece hafızalara 39 Erzincan Depremi olarak geçen büyük bir zelzele olur. Halk arasında büyük Erzincan depremi olarak anılmıştır. Kayıtlarda depremin Erzincan’ı tümüyle haritadan sildiği ve pek çok ilin ( Sivas, Tokat, Erzurum, Gümüşhane, Amasya, Yozgat, Samsun, Giresun, Trabzon, Elazığ, Malatya ve Dersim bölgesi ) de depremden etkilendiğinden söz edilir. Deprem, gazetelere “Erzincan Zelzelesi Bütün Tahmin Hudutlarını Aşan Bir Felaket Oldu”, “Feci Bilanço” gibi başlıklarla yansıdı. Yüzey dalgası büyüklüğü 7,9, Richter Ölçeğine göre büyüklüğü 7,2 olan deprem sonucunda (tahmini) kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık kişi de yaralanmıştır. Oluşan deprem neticesinde bina da yıkılmış ya da zarar görmüş. Dünyanın büyük depremleri arasında sayılan bu deprem Türkiye’nin en ciddi deprem felaketlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir. Ve bu büyük depremden bize kalan, kaybedilen canlarımızı bize hatırlatan ağıtlar, türküler, şiirler, kılamlar… “Erzincan’ı çevirmiş kara bir duman / şimdiki felaket gardaş eskiden yaman/ canlar dayanmıyor ah aman aman / emir büyük yerden kime ne diyem/ acılar içinde ağlar Erzincan “ Dönemin aydınlık kalemlerinden Nazım Hikmet de büyük depreme “kara haber “ adlı bir şiir yazmıştır. Diğerlerinden farklı olarak Nazım Hikmet, eski bir Erzincan türküsü olan; Erzincan’da bir kuş var Kanadında gümüş var dizesinden yola çıkarak yaşanan acılara soylu bir çığlık olur. Bunların dışında bir ağıt daha vardır acısıyla, öfkesiyle günümüze kadar söylene gelmiştir pek bilinmese de. Bir Koçgiri ağıdı. Aralık 39 Erzincan Depremi’ne yakılmıştır bu ağıt. Aynı depremde Sivas İmranlı`nın Arıx köyünde yitip giden iki kardeş için eylenmiştir, yerle bir olan evlerin ortasında, kalanların ölenlerden daha az olduğu o kıyamet zamanlarda. Arıx dıben gunde Saran diyerek başladığı söylenir “TURE“nin ağıda. Arıx Saran aşiretinin bir köyüdür. Depremin gece sularında ansızın meydana geldiği söylenmektedir. Mevsimlerden kış Koçgirililerin ölen canları için mezar kazmakta zorlandıkları düşünülmekte en azından ağıtta söylenildiği şekliyle bu durum böyle ifade edilmekte. Çünkü hava çok soğuktur mevsimden dolayı. Sadece insanların değil hayvanların da göçük altında kaldığı söylenmekte. Arıx köyünün yapılarını taş ve çamurdan olması can kaybını arttırmıştı. Çünkü aynı fay hattı üzerinde bulunan Koçgiri köyleri(Cerit, Karlaş, Düricin, Cefolar, Gunde Hemo, Mustolar)`nin Arıx kadar kayıp vermediği anlatılmakta. Deprem sırasında can kaybının olduğu yere komşu olan bir mahallede cenaze olduğu ve köyün bir kısmının cenaze evinde oldukları, depremden etkilenmedikleri anlatılmaktadır. Ağıtın günümüze gelene kadar her mezar başında üstüne eklemeler yapılarak değiştiği ve geliştiği söylenmekte. Hatta akılda tutulmasının zorlaştığı ve sadece belirli bölümlerinin günümüze ulaştığı da söylenmektedir. Yüzlerce mezarın açıldığı, açılan mezarlara birden fazla canın konulduğu, acının, mezar başında ağıt yakan Koçgirili kadınların eseridir Arıx kilamı. Ağıtı Arıx köyüne gidip derleyen ilk kişi, genç yaşta yobazlar şeriat düşkünleri tarafından 93’te Sivas’ta 35 canımızın canlı canlı yakıldığı o kara günde can veren Hasret Gültekin’dir. Ölmeden 3 yıl önce derlemiştir Arıx ağıtını. Arıx Arıx dibên li gundê Saran Gava ku zelzele bu Lê lê anê dused sêsed mezel vedan De lê lê lê De lo lo lo Hîvî wêket Hîva tijî ye Lê lê anê dutane xudane law û qîza Lê lê dayê yek nebû zava Sere silgavê Arıx dedikleri Saran’ların köyünde Deprem olduğu sene Anne iki yüz üç yüz mezar açıldı Ay doğdu Dolunayla Anne, kör olasın iki oğlun iki kızın Biri bile damat olup Damın başına çıkamadı
Back to Top