Ragnarök – ilhan irem (Şiir)

Önce yeşil bitti. Dev bir göktaşının üstündeydik Sonra o bomba patladı ! -Kötü günler için bir kenara sakladığımız- Paramparça olduk Sağ kalanlar kaç kişiyse, O kadar parçaya ayrıldı dünya. Herkese, yatak odası büyüklüğünde bir atmosfer kaldı. Yeniden tohumlayıp, yeşertelim diye hayatı. Bazıları süpürmekle başladı işe Son çiçek tohumları uzaya savruldu yıldız yıldız. Göğe bakıp anlam aradık bugüne yansıyan dünlerimize. Kimimiz, Sonuçların ötesine sebepleri koyduk. Sürekli başa dönen bir senfoni... KAYBOLDUK ! Kimi yalnız kaldı, bildiğinin ötesinde Sustu, düşündü ilk kez. Masal çocukları uzaklardaydı. Kimi ayna yaptı sırlarını döküp, Kimi duvar ördü. Kimi isterik, çığlık çığlığa Kimi sessizce güldü. Kimi kendini, Kimi insansızlığı süzdü. Kimi görmedi, Kimi gördü. Bir şekilde dokunduk hayata Kıyamet sonrasının üç-beş metrekarelik gezegenini renklendirdik Hiçkimse için güzellikler yaratmanın kapısıydı Kimi girmedi, Kimi girdi. Yeniden ateşi keşfettiler. Tekerleği. Elektriği... Bilgisayarı. Herşeyi... Eksik olan başkalarıydı. Kimi tenhalarda ışığa dönüştü. Kimi kalabalıklar aradı yarışmak için. Bu kez, Kimsenin kimseden haberi olmadı. Kimse savaşmadı... “Niçin” diye sormadı kimse. Herkes tek kişilik dünyasında Dökümünü yaptı parçalanma öncesinin. Sebepler koridorun ardında Sonranın ötesinde Krizalit Kristalin. Kızgınlıkla, kıskançlıkla, Düşmanca bir iç çekişle Birilerinin yüreğinde hissedip Görmezden geldiğiniz. Yanlış bir düşünce kızardığında alnınızda... Bir adım attığınızda, doğanızdan öte Duyumsadığınız... Hatırlayın, Rahatsızlık, Gülüp geçme ihtiyacı... O hep vardı. Bir şekilde uyardı sizi. Saygılı bir sevgiyle, Hayatınızdan öteye... Korkulu bir yere koydunuz onu. Günlerin olmadığını anlattı sonsuz bir anda. Onunla bir dönemi paylaşmak Bir karabasan, Güzel bir düş. Paylaştınız. Kaçtınız ! Bulutlardan yansıyan yetti size -Gözleriniz kamaşmasın- Kimi, Uykularda mesaj aldı ölmüşlerinden. Kimi para kazandı. Kimi, sığlığını derinlik belletti müşterilerine Kimi belletemedi. Reklamlar... Kitaplar... Kimi gece kapıları çaldı umarsız. Yetmedi... Yetti. Kimi hissetti o cevheri Unuttu kimileri. İşte şimdi ; Tohumlamak, yeşermek, parlamak zamanı. Güzel... Sahiplen tek kişilik dünyayı. Sahiplen... Boşluklara uçabilecek kadar Uçtuğunca senin uzaklar... Uçtuğunca yakın. Dünün silindi, sevin. Yaşıyor kayboluşa üzülenlerin günü Parlıyor kıvrımlarda Krizalit Kristalin. Öpüşmen gerekenlerdi geriye ittiklerin Öpüştüklerin, yok. Bir tuşun sevdası... Göz kırpan bir ekran... Plastik yayınlarda vericiler. Uzay çöplükleri... Bunlar yok artık. Kapı ağır, açılmıyor. “İs sevgi in ?” Yokuz... Hoş geldin Başka bir zaman yine gel. Görüşürüz... Herkes sarılmışken dört elle gezegenine Birisi boşluğa atladı. O anda hissetti kıvrımları birileri Ötekiler, başkası olmakta ısrarlıydılar. Dertleri başkaydı... Aynı dert. “Siyah Kuğunun Şarkısı” / (2007) ... “Romans” (1994) Müzik: İlhan İrem (iba)
Back to Top